içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

06 ŞUBAT 2023'Ü UNUTMAYACAĞIZ!

06 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli başlayan ve Hatay'a kadar çok geniş bir bölgeyi yıkıp viraneye çeviren depremin 2. yıldönümünde Berkin Elvan Yontusu önünde bir araya gelen Datçalılar depremde yaşamını yitirenleri ve yaşanan acıları unutmayacaklarını haykırdılar;

06 ŞUBAT 2023'Ü UNUTMAYACAĞIZ!

MEHMET ERDAL

 Datça Demokrasi Platformunun çağrısı ile bugün saat 16.17'de gerçekleşen buluşmada ortak yazılı basın açıklaması okundu, 2021 Tüm Emekliler Sendikası Datça Şubesi Başkanı Haluk Koşar ile aylardır Datça/İskele Mahallesi Pazar Yerinde Dayanışma Standında Hataylı depremzedelerin ürettiği ürünleri dayanışma amaçlı satanlardan Sol Parti Datça İlçe Örgüt Başkanı Abidin Akbulut kısa birar konuşma yaptılar.

UNUTMAYACAĞIZ... BİRBİRİMİZİ İYİLEŞTİRECEĞİZ...

Depremde ölenler anısına bir dakikalık saygı duruşundan sonra MUÇEP gönüllüsü Zehra Kahraman'ın okuduğu basın açıklamasında “Datçalılar da tüm Türkiye gibi o günü ve ardından yaşananları unutmuyor. Hala depremzedelerin yaralarının iyileştirilememesini kabullenemiyor. Geçtiğimiz iki yıl boyunca Datça'nın deprem bölgesi ile ilişkisi hemen hiç kopmadı. Deprem bölgesine ilk ulaşan yardım ekiplerinden biri Datça'dan giden mahalle afet gönüllüleriydi. Deprem bölgesinden gelenleri belediye ile el ele veren yerel halkın çabaları ile ilk karşılayan kentlerden biri de Datça oldu. Datça'da depremzedelerin el emeği ürünlerini dayanışma stantlarında satarak katkı vermeyi sürdüren Datçalı dostlarımız hala görevlerine devam ediyorlar. Geçtiğimiz yıl gibi bu yılki anmalar için de Datça'dan ekipler, Deprem Bölgesine Hatay’a yine dayanışmaya gidiyor. Datçalılar tıpkı depremin ilk gününde olduğu gibi deprem bölgesiyle dayanışmanın sürdürülmesi gerektiğini iyi biliyor…

Buradan bir kez daha haykırıyoruz: UNUTMAYACAĞIZ… BİZ BİRBİRİMİZİ İYİLEŞTİRECEĞİZ…” denildikten sonra “Bu talepler bizim de taleplerimizdir” denilerek Hataylıların 11 talebi sıralandı:

TALEPLERİMİZ

1. Geleceğimizi belirleyen tüm konularda söz ve karar yetkisi istiyoruz. Tüm konuları tartışacağımız kamuya açık, şeffaf müzakere süreçleri ve mekanizmaları oluşturulmalıdır. Ada ve sokak bazında hak sahipleri ve yaşayanlarla müzakere muhatapları acilen belirlenmeli, duyurulmalıdır.

2. Her türlü ekolojik yıkım faaliyetinin durdurulmasını, tüm canlıların ve doğanın haklarının düşünüldüğü, irdelendiği, korunduğu bir ekolojik restorasyon programının oluşturulmasını talep ediyoruz.

3. Kamu otoritelerine güvenerek, onların onayıyla, onların kontrol sorumluluğunda inşa edilmiş yapıları edindiğimiz için ev dahil tüm kayıplarımızın bedelsiz karşılanmasını istiyoruz.

4. Adalet arayan ailelerin davalarının hızla sonuçlanmasını depremde yıkılan binalarda kontrol ve denetimleri yapmayan yetkililerin cezalandırılmasını bekliyoruz.

5. Gündelik yaşamımızı cehenneme dönüştüren tüm sorunların çok kısa sürede düzeltilmesini istiyoruz. Yol, su, kanalizasyon, elektrik, iletişim altyapısı sıkıntılarının hala çözülmemiş olmasını kabul etmiyoruz. Kentsel erişim sorunlarının çözülmesini, toplu taşımın geliştirilmesini talep ediyoruz. Sağlık ve eğitim hizmetlerindeki mekan ve personel eksikliklerinin giderilerek kaliteli sağlık ve eğitim olanaklarının oluşturulmasını bekliyoruz.

6. Başta Antakya-Defne olmak üzere yıkılan şehirlerimizin müteahhit inisiyatif ve yararı tarafından değil, akıl, birikim ve mutabakatla özgün kimliği gözetilerek, yerel halkın bilgilendirilmesiyle onarılmasını talep ediyoruz.

7. Sadece insanlarımızı kaybetmedik. Sadece binalarımız yıkılmadı, şehrimizi de kaybettik. Her türlü iş olanağı, üretim de yıkıma uğradı. Kendi ayaklarımız üzerinde durma çabamızın desteklenmesini istiyoruz. Her sorun gibi yerel halkın nasıl istihdam edileceği, yerel ekonominin nasıl destekleneceği bölgede yaşayanlarla birlikte ele alınmalı. Tüm inşaat faaliyetlerinde yerel işgücüne, istihdam olanakları sağlanırken yerel esnafa öncelik tanınmalıdır.

8. Vadilerimizin, zeytinliklerimizin moloz deposuna dönüştürülmesini, dağlarımızın taş ocakları ile delik deşik edilmesini, yaşam alanlarımıza rastgele beton santrali kurulmasını kabul etmiyoruz. Tozsuz, havası temiz bir Antakya’nın, Samandağ’ın mümkün olduğunu biliyoruz ve istiyoruz

9. Hem toplumsal, hem bireysel hafızamızın mekanları ve-veya izlerinin yok edilmesini, şehirlerimizin bir boş düzlem, bir boş arsa olarak ele alınmasını kabul etmiyoruz. Merkezde, ilçelerde ve mahallelerde her türlü mülksüzleştirmeyi reddediyoruz.

10. Antakya denince ilk akla gelen onun tarihi ve kültürel mirasıdır. Tarihi kent merkezinde yapılan uygulamalar, depremin verdiği zarardan daha çok tahripkar olmuştur. Antakya’nın ayağa kalkması bu alanların restorasyonuyla birlikte olacaktır. Ortak mirasımıza dair her türlü hoyratça müdahale durdurulmalıdır. Akıl, bilim, planlama ile duyarlı ve zamanı da iyi kullanan bir süreci kotarabilmeliyiz.

11. Antakya yüzlerce yıldır kadim halkların birlikte yaşamasıyla oluşturdukları ortak kültür ve sosyal doku ile bir dünya mirasıdır. Bu yapının hiçbir bileşenine zarar verilmesini, düşmanlaştırılmasını, direk veya dolaylı uygulamalarla göçe zorlanmasını, mülksüzleştirilmesini asla kabul etmiyoruz. Azalmayacağımızın bilinmesini istiyoruz. Antakya’ya ve deprem bölgelerine gelebilenleri yanımızda olmaya, gelemeyenleri sesimize ses olmaya çağırıyoruz. Bulunduğunuz her yerde, 6 Şubatta, meydanlarda kayıplarımızı anmanız ve taleplerimizi dillendirmeniz kamusal alanda sesimizin duyulmasını sağlayacak. Bununla da yetinmeyeceğinizi biliyoruz. Kurumsal ve bireysel dayanışma ağını yeniden örmemiz çok önemli. Hep ilişkide kalın. Binlerce yapılacak işler listesinden bir iş seçin, yapmak istediğiniz işi ekleyin. Umudun toplumun kendisinde olduğunu, toplum olmanın zamanı olduğunu gösterelim.

Biliyoruz ki, bugün yaşantımızı her yönüyle şekillendirme hakkını kendinde görenler gidecek, geriye bir biz ve dayanışma anılarımız kalacak.”

 

Tarih: 07-02-2025

FACEBOOK YORUM
Yorum