içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Sen Yoksan Bir Eksiğiz!

Sevgili okurlar son üç veya dört günümü toparlayıp yazacağım. Önce Kent Konseyi Seçimli Genel Kurulunu eda ettik 30 Nisan günü. Ertesi gün 1 Mayıs, bugün de Reşadiye/Karaköy HES ÇED sürecinin Halkın Katılımı Toplantısı. Her biri tek başına bir yazının konusu olur. Her biri Datça yarımadasının geleceğini etkileyecek konulardı.

Sen Yoksan Bir Eksiğiz!

MELDA OMAY

Sevgili okurlar son üç veya dört günümü toparlayıp yazacağım. Önce Kent Konseyi Seçimli Genel Kurulunu eda ettik 30 Nisan günü. Ertesi gün 1 Mayıs, bugün de Reşadiye/Karaköy HES ÇED sürecinin Halkın Katılımı Toplantısı. Her biri tek başına bir yazının konusu olur. Her biri Datça yarımadasının geleceğini etkileyecek konulardı. Sorumlu vatandaşlar olarak hepsine katıldık, elimizden gelen desteği koyduk. Kent Konseyine katılım olağanüstü iyiydi, meğer ne çok insan varmış söz kurmak isteyen? Nerelerdeydi bu insanlar insan merak ediyor. İki yıl önceki genel kurula olağanüstü katılım sağlayan bazı dernekler, devlet memurları vs iki yıl boyunca çıt çıkartmayıp, sonra üstelik salt çoğunluk katılımı gerektiren toplantıya katılıp, yetki belgeleri ellerinde hooop ortaya çıktılar yine, eh bu durumda iki yıl sonra yine bekleriz. Keşke bir çalışma grubu kurup bir tanecik dert ettiğiniz mevzuda aramızda olsanız. I-ıh yeter bu kadar, Kent Konseyini ele geçirelim bize yeter mi demek oluyor bu? Valla soru net. Cevap gelirse yazarım buraya. Sigara molalarında Ülkü Ocaklarına sordum, sen paranoyaksın minvalinde cevaplar aldım. Saygıları sonsuz tabii, abla, teyze sana saygımız var, peki neden bana paranoyak diyorsunuz? Çünkü kusura bakma öylesin abla. Hım peki.

Gelelim 1 Mayıs’a. Görmüşsünüzdür videoları filan. Datça’nın en kalabalık mitingiydi. Hepsine katıldığım için bilirim, tartışma yok. Dostça, kardeşçe, yoldaşça, coşku içinde beraberdik sokaklarda, meydanlarda. Herkesin ortak kanaati şuydu: Yerel seçimlerde elde edilen başarının bu güzel çoşkuda payı büyüktü. İçimiz sıcacık bir aydır, zaten ben Nisan ayı nasıl geçti hiç anlamadım, bir baktım 1 Mayıs olmuş, Mayıs ayını tadını çıkara çıkara yaşayacağım. 1 Mayıs gününü genç bir yoldaşımla geceye kadar elimizde bayraklarla tamamladık. Bir hafta kadar sonra zaten kızımın konseri var , İstanbul’a gitmem gerek. Borusan Filarmoniyi yönetecek, bu konser kaçmaz. Ne kadar kalırım bilmiyorum, oradan bir Çanakkale çıkar belki, orya gitmişken bi de Bozcaada, neden olmasın, tam mevsimi. 1 Mayıs’a ilişkin mühim not, yazınız bir köşenize. Çay meydanda 30 tl olmuş! Dedim noluyoruz, denize sıfır Bebek cafedeki fiyat! El değiştirmiş cafe, önceki sahibi hata ediyormuş 15 liraya satmakla, yaaaa öyle dedi yeni sahip, alanda konu oldu, gitmecez gari diye karar aldık. Bir sonraki 1 mayısta bedava çay dağıtmazsa nolayım!

Karaköy/Reşadiye RES’i için Halkın Katılımı Toplantısı yoğun katılımla gerçekleşti adına layık olarak. Reşadiye köy kahvesi böyle kalabalık görmemiştir. Canlı yayın da yapıldı Gündem Fethiye web sayfasından, katılamayanlar lütfen oradan izlesin, aynı zamanda gazetemiz Haber ve İnsan’ın yazarı Mehmet Erdal da güzel bir haber yapmış, onu da okuyunuz. Muçep çalışma grubu bir ayı aşkın süredir köy köy dolaşarak bilgilendirmeler yaptı, emeklerine sağlık. Tutanak tutmadan veya tutanağı bize vermeden gitti yetkili bakanlık görevlileri. Göndereceklerini söylediler, umuyoruz ki gönderirler, neyse ki ikiyüz civarındaki dilekçelerimizi aldılar, kayda geçireceklerini söylediler, hepsi kayıt altına alındı, aksi durumda suç duyurusunda bulunacağımızı söyledik, bilirler ki yaparız. Devlet memurları suç duyurusundan pek korkarlar, zira kişiseldir suç duyurusu. Hızlıca olumlu bir gelişme gelirse hep beraber halaylarrrrr.

Bugün Emekli Sen’in toplantısı var saat 14’de. Sendikamız şube olma yolunda, üye olunuz, yıllık aidat 100 tl. 200 kişi olmamız gerek ki temsilcilikten şubeye geçebilelim. Son rakam 187 kişi idi. Ha gayret, yaşadığımız sorunlara çözüm olalım hep beraber. 1 Mayısta bayağı bir gövde gösterisi yaptık, katılımımız muhteşemdi. Ne demişler? SEN YOKSAN BİR EKSİĞİZ. Bu yazı ekoloji, politik hat/hatlar, yürünecek yoldaki eksikleri giderme, dayanışma, dayanışma DAYANIŞMA karışımı bişey oldu. Bugünkü toplantı da bitsin tamamlayayım. Çok uzun olmayacak gibi görünüyor. Bi kahve içsem zihnim açılır, yazarım biraz daha. Toplantımız başkan yardımcımızın evinde olacak, çay parası vermeksizin huzurlu toplantılar diliyorum bize ve öneriyorum herkese, en azından masanda bir polis memuru olmaksızın çay içilir.

TUİK enflasyonu açıkladı az önce. Yüzde 70i bulamamış, 69 virgül bilmemkaç! Bu numaralar esnaf numarası. Kaça bu pantolon? 299.90 lira hanımefendi. Pey pey pey ver on kuruşumu desem yok derler. Hepimiz 5 ve 10 kuruşlarımızı ısrarla geri isteyelim, gerçi nakit ödeyecek güç kimde var dediğinizi duyar gibiyim, o da doğru. Kredi kartlarımızı kesip atabiliyor muyuz? Efendim? Kem küm dimi? Bir zamanlar ayaklarını yorganına göre uzatmayı öğrenmiş kitleye ne oldu? Unutturuldu diyorsunuz ve hala hatırlıyorsunuz, ben de öyle hatırlıyorum. Borçlanmaya teşebbüs etmeseydim elektrikli bisiklet alabilir miydim? Non tabii. Motorumu satışa çıkardım, o satılırsa yoluna girecek işler, aldım krediyi, gerisi Allah kerim. Yani ayak/yorgan ilişkisini ben de hayatımdan çıkartabilmişim.

Kağıdın kalemde gönlü yoksa demişler, ne kalem var ve kağıt. Klavyenin kucakta durası yoksa diye mi çevirelim günümüz Türkçesine? Ufak ufak sonlandıralım son 3-4 günümü/zü.

Döndüm Emekli-Sen toplantımızdan. Sağlık ve Sosyal İlişkiler Çalışma Grubuna seçildim. Pandemide yaptığım işleri tekrar olacak benim açımdan, hiç zor olmayacak. Yaşlı teyze ve amcalarla (bir kısmı benden genç) muhabbet edecek ve yapabilecek bir şey varsa yapmak/eylemek. Oleyy tam bana göre bir çalışma grubu. Yakında pikniğimiz olacak, pikniğe de bayılırım. Şimdiden not alın 12 Mayıs Pazar günü yine Hızırşah Piknik Alanında olacak. Şarkılar, türküler, yiyecek içecek, bol kahkaha, kenarlarda politika muhabbeti tabii. Hepinizi bekleriz. Emekli olmayanları da “bir gün emekli olacaksınız” mesajımızla mutlu edeceğiz. Maaş az ama geliyor bi biçimde. Aç kalmama garantisi değil, aç kalabilirsiniz ama az aç kalırsınız. Ne kötüyüm değil mi? Pirinç varsa bulgur yok. Bulgur varsa salça aramayın. ÇOK ŞÜKÜR!

Eh madem bitirelim bu sefer. Hepinize bol bol doyasıya nefis yemekler yiyeceğiniz günler diliyorum. İstemeye devam. Yemek yerken de bol muhabbetiniz olsun. Sevgi, saygı ve muhabbetle her şeyiniz bol olsun, israf etmeyim sakın, hele bol gelen aşkı sakın israf etmeyin. Sonra çok ararsınız! Pek komikli bir yazı olmadı pardon. Bir sonraki yazıya elhamdülillah diyor ve kaçıyorum. Byeeees herkes.

Melda the şükreder

04.05.2024/Datça

 

Tarih: 05-05-2024

FACEBOOK YORUM
Yorum