Taksim'i Özgür Bırak!

MEHMET ERDAL

Bugün saat 17.00'de Berkin Elvan Heykeli önünde yapılan basın açıklamasını platform bileşenlerinden Ayhan Çelik okudu.

“İstanbul 1 Mayıs’ı, sadece İstanbul'da çalışanlar için değil, uluslararası işçi sınıfı hareketi açısından her zaman önemli bir yere sahip olmuştur.” diye başlayan basın açıklamasının devamında özet olarak şunlar dile getirildi:

“İşçi sınıfının karşısında polisi, yargısı, medyası, paramiliterleri ve diğer tüm güçleriyle dikilen kapitalist sınıf da bunu bilir ve 1 Mayıs'ta yüzünü İstanbul'a döner. Bu nedenle İstanbul'da birçok 1 Mayıs, kolluk kuvvetleri veya paramiliter güçlerin saldırılarına ve katliamlara sahne olmuştur. Bugün de İstanbul'un en merkezi bölgelerinden biri olan ve sınıf hareketi bakımından simgesel anlamı olan Taksim Meydanı'nda kitlesel bir gövde gösterisi yapılması, kapitalist sınıfın ve onların iktidarının geri adım, bir taviz olarak gördüğü bir durumdur. Bu nedenle iktidarlar, yıllardır bunu engellemek için tümü gücüyle çabalamakta, bunun için binlerce polis yığmaktan ve tüm şehri felç etmek pahasına fiili olağanüstü hal uygulamaktan çekinmemektedir...

1 Mayıs günü farklı noktalardan Taksim'e yürümek isteyen ve İbrahim Kaypakkaya siluetli bayrak taşıdıkları gerekçesiyle Saraçhane'deki kontrol noktasında polis saldırısına uğrayan onlarca kişi gözaltına alınmıştır. Devam eden günlerde ise sendikaların çağrısıyla Saraçhane'den Taksim'e yürümek isteyen onlarca kişi daha evlerine polis tarafından baskın yapılarak gözaltına alınmıştır. Hukuk kurumları, gözaltındakilere işkence ve kötü muamele yöntemleri uygulandığını bildirmiştir. Nihayetinde toplam 70 kişi tutuklanmıştır. İstanbul'da 1 Mayıs'ın Taksim'de olması, Türkiye işçi sınıfının ortak talebidir. On binlerce kişi, sendikaların "Taksim" çağrısı üzerine Saraçhane'de toplanmış ve yine binlerce kişi, polisin saldırılarına rağmen Taksim'e çıkmak için direnmiştir. Dolayısıyla, 49 kişinin suçluymuş gibi tutuklanması kabul edilemez. Gözaltına alınan, kötü muamele gören ve tutuklananların yanında olmak hepimizin görevidir...

İşçilerin 1 Mayıs’ta Taksim’de olma taleplerinin her yönüyle meşru ve haklı bir talep olduğunu, Datça Demokrasi Plaftormu olarak bu talebin arkasında olduğumuzu buradan ifade ediyoruz. Milyonlarca işçinin sahiplendiği bu talep için direnen insanlar suçlu değildir. İktidar yasaklamalara, tehditlere ve İstanbul genelinde fiili OHAL ilan etmiş olmasına rağmen binlerce kişinin Taksim’e yürüme iradesi göstermesi karşısında cadı avı başlatmış durumdadır. Hukuki hiçbir dayanağı olmayan gözaltılar ve tutuklamalarla topluma gözdağı verilmek ve direniş kriminalize edilmek istenmektedir.

Bu hukuksuzlukların, bu baskı ve saldırganlığın bir güç değil, zayıflık göstergesi olduğunu biliyoruz. Kontrolünü kaybeden tüm iktidarlar gibi AKP de, bunun karşısında çıplak zora başvurmaktadır. Bizler saldırılar karşısında birbirimize sahip çıkacak, birlikte direnecek ve birlikte kazanacağız. Gözaltındaki dostlarımızı da, Taksim’i de birlikte alacağız.
Yaşasın Taksim Direnişimiz!
Taksim’i Özgür Bırak!”